USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Almanya notları: rayların, nehirlerin ve disiplinin ülkesi

Almanya notları: rayların, nehirlerin ve disiplinin ülkesi
23-09-2025

Ekrem Işık - Yazar

Almanya notları: rayların, nehirlerin ve disiplinin ülkesi

Almanya, Türkiye’den birçok kişinin iş bulmak ümidiyle gittiği bir Avrupa ülkesidir. Hâlen de bir şekilde gitmeye çabaladığı, iltica ettiği, hayatının geri kalan kısmını sürdürmek istediği bir yer olarak bilinir. Almanya’da benim özellikle gözlediğim en büyük özelliği; herkesin kurallara uyduğu, bir düzenin oturduğu, insanların sistemin bir dişlisi olmaya özen gösterdiği bir ülke olması hasebiyle öne çıkan bir mekândır. Ancak, birçok ülkeden insanın buraya göç etmesi bu düzeni bozmaya bir etken olarak ortaya çıkmıştır.

Demir Rayların Ucunda Bir Medeniyet

Almanya ulaşımını toplu taşımaya taşımış ve bu yönde zamanında önemli adımlar atmış olmakla bu sorununu ya yaşamamış ya da çözmüş olmakla dikkate değerdir. Demir raylarını her yere çekmiştir. Mahallelere, illere, ilçelere, ülkeler arasına; hasılı nereye gitmek isterseniz demir raylar üzerinden gidebilirsiniz. Demir raylar üzerinden; tramvay ile şehir merkezinden mahallelere, metro ile yakın yerlere, yerel trenlerle yakın şehirlere, hızlı trenlerle ise uzak şehir ve ülkelere ulaşabilirsiniz.

Bilet Makinesinden Avrupa’ya

Paramızın değeri düşük olduğu için bize bu ulaşım araçları fazla gelebilir, ancak onlara göre bu ücretler çok değildir. Şehir merkezlerinde “Hauptbahnhof” denilen ana tren garına ulaşırsanız neredeyse Avrupa’da her yere ulaşırsınız. Trenlerde, metrolarda, tramvaylarda otomatik bilet makinesi olduğu için hiç sıkıntı çekmeden biletinizi alıp rahatça seyahat edebilirsiniz. Biletinizi aldıktan sonra teyit etmek için küçük bir makineden geçirmeniz gerekir, aksi takdirde ceza yiyebilirsiniz.

Güven ve Denetimin Dengesi

Almanya’da her şey güven üzerine kuruludur. Çok fazla kontrol olmamakla beraber ne zaman kontrol olacağı da belli olmaz. Güven üzerine kurulu bir sistem olsa da denetim, bu sistemin vazgeçilmezi olarak görülür. Sistemi bozmaya ve suiistimal etmeye çalışırsanız büyük cezalar ile karşı karşıya kalırsınız. Ben Almanya’da yaklaşık bir hafta kaldım. Bu bir hafta içinde birçok defa metro kullandım. Arada yerel tren kullandım. Ancak bir defa tek kontrol yapıldığını gördüm. Yine de her halükârda bilet alıp teyit ettirdim.

DÜSSELDORF İZLENİMLERİ

Otellerde Sürpriz Yok

Düsseldorf’ta bir otele rezervasyon yaptırmıştım. Otelin ücretini otele gidip check-in yaptırınca kredi kartı ile ödedim. Her otele gidişte şehir vergisi ve KDV ödüyorsunuz. Avrupa’da hangi şehre gitmişsem otele girişte check-in yapınca KDV ve şehir vergisi ödedim. Şuna da şahit oldum ki Avrupa’da gittiğim her otel, sahip olduğu yıldızı hak edecek temizlik, düzen ve özelliklere sahipti. İki yıldız ya da üç yıldız olsa dahi Türkiye’de bulunan birçok dört yıldıza sahip otelden daha temiz ve düzenli olması muhtemeldir. Otelde kalıp çıkışta, “Bu ne biçim oteldi?” ya da “Bu otel bu yıldızları nasıl almış?” demiyorsunuz.

170 Metrede Bir Fincan Kahve

Düsseldorf şehrinde meşhur bir TV Kulesi var. Bu kuleye asansör ile çıkıyorsunuz. 170 metre yüksekliğe çıktığınızı asansör içindeki dijital göstergeden görüyorsunuz. Kuleye çıktığınızda bir kafe ve restoran işletmesi ile karşılaşıyorsunuz. Burada manzarayı seyredebiliyor, yemek yiyebiliyor, kahve içebiliyor, dondurma vs. yiyebiliyorsunuz. Fiyatları kendi paramızla karşılaştırmasak yüksek değildi.

TV Kulesi’nde Düsseldorf’un 170 metrelik yükseklikten muhteşem görüntüsüne şahit oluyorsunuz.

Ren Nehri: Şehrin Kalbi

Ren Nehri şehir içinde kıvrılarak geçerken, şehrin nehir etrafında şekillendiğine şahit oluyorsunuz. Ren Nehri etrafı sağlı sollu boş bırakılmış ve bu geniş alan insanların dinlenmesi, uzanması, bisiklet sürmesi ve yürüyüş yapması için ayrılmış. Ayrıcalıklı bazı ensesi kalınlar buraya göz dikip bina, işyeri, dükkân yapmamış. Yetkililer de böyle bir duruma mahal vermemiş. Ren Nehri boylu boyunca şehir içinde uzanıyor. İnsanlar yürüyüş yolunda yürüyor veya koşuyor. Bisiklet yolu için de yer ayrılmış.

Bisiklet: Yaşam Tarzı

Aslında şehir içinde bisiklet resminin çizildiği yollar her tarafta var. Bisiklet sürmek Avrupa’da bir kültür halini almış. Özellikle yaşlı ya da genç fark etmeden hemen herkes bisiklet sürmektedir.

Bir bakıyorsunuz yetmiş, yetmiş beş hatta seksen yaşında bir kadın ya da erkek kafasında kaskla bisiklet sürüyor.

KÖNİGSALLEE VE ŞEHİRDE SOHBET

Su Kanalları, Banklar ve Sessizlik

Düsseldorf’ta Königsallee denilen lüks markaların olduğu bir alışveriş caddesi vardı. Bu caddenin ortasında bir su kanalı vardı. Bu kanalın üzerinde yer yer köprüler bir taraftan diğer tarafa uzanmaktadır. İnsanlar köprüden geçerken suyun akışını veya köprünün altından geçen suyu seyretmektedir. Sağlı sollu konulan banklara oturan insanlardan bazıları akan suyu seyreder, kimi kitap okur, kimi sohbet eder. Ben de bir seferinde bankta otururken yanımda oturan biriyle sohbet etmek istedim ve bu kişinin Tunuslu bir yazılımcı olduğunu öğrendim. Bana bir pizza yeri tarif etti, ben de oraya gittim.

Podolski ve Urfa Kebap

Bu arada Düsseldorf’ta Türkiye’de futbol oynamış ünlü futbolcu Podolski’nin de bir döner işletmesi açtığını öğrendim. Yemekten bahis açılmışken Hauptbahnhof’a çok yakın ve Königsallee caddesine yakın bir Urfa Kebap ve Lahmacun Lokantasında birkaç defa yemek yediğimi de aktarayım.

Şehri Otobüsle Turlamak

Düsseldorf’ta birçok şehirde rastladığım “Hop On Hop Off” şehir turu otobüsüne binip şehri gezme fırsatım oldu. Bu sayede şehri tanımış oldum.

KÖLN: KATEDRALİN GÖLGESİNDE

Trenle Köln Yolculuğu

Bir gün Köln’e gitmek için Hauptbahnhof’a gidip oradan yerel trenle otomatik bilet makinelerinden bilet alarak Köln’e geçtim. Tren içinde yan yana oturduğum kişi Suriyeli gençti. Yol boyunca sohbet ettik. Arapça konuşunca onun da hoşuna gitti.

Göz Kamaştıran Katedral

İstasyona varır varmaz, ünlü Köln Katedrali’ni gördüm. Zira katedral hemen istasyonun yanındaydı. Katedralin yapımına 1200’lü yıllarda başlanmış ve tam altı yüzyıl sürmüş. Etrafını dolaşmak için epey yürüyorsunuz. Aynı zamanda içi de ibadet alanı, müze, yukarı çıkmak için merdiven vs. derken ciddi bir vakit ayırmanız gerekiyor.

Renkli Eski Şehir

Köln şehrinde de Düsseldorf’ta olduğu gibi “Altstadt” yani eski şehir bölgesi vardı. Burada renk renk boyanmış eski yapıları görüyorsunuz. Burada da Türkiye’den gelip yerleşmiş insanlara rastlıyorsunuz. Zira katedrale yakın bir Türk dönercide lahmacun ve döner yedik.

Ren Nehri’yle Bir Kez Daha Buluşmak

Ren Nehri boyunca gezerken Türkçe konuşan birçok Türkiyeliye rast geldik. Almanya’nın içinde ama aslında tanıdık bir kalabalığın ortasındaydık.

Son Söz: Disiplin, Kültür ve Sadelik

Almanya, kuralları, düzeni, yeşil alanları, bisiklet yolları, sistemli toplu taşımaları ve doğaya duyduğu saygı ile insanı etkileyen bir ülke. Yalnızca iş için değil, yaşam kültürüyle de merak edilip gezilmesi gereken bir coğrafya. Düsseldorf ve Köln ise bu deneyimin en zarif duraklarından sadece ikisi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?